Kayseri Valiliği İl Koordinasyon ve Yatırım İzleme Merkezi'ndeki bayramlaşma törenine katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İçişleri Bakanlığı tarafından, terör örgütleri PKK-KCK ve FETÖ'ye yardım ve destek verdiği gerekçesiyle, haklarında yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında görevden alınan 28 belediye başkanının yerine, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) gereği yeni görevlendirmeler yapılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Aylardır bu konunun tartışıldığını anımsatan Bakan Özhaseki, şöyle konuştu:
"Bu kayyum meselesinde bizim amacımız, teröre ilişen belediyelerin bir an önce milletin önünden çekilmesi. Nasıl ki teröre iltisaklı olan, sempati duyan, onlarla haberleşme içinde olan, onların lideri bir şey söylediği zaman emri yerine getirmek için çırpınan kamu görevlileri, görevden el çektiriliyorsa aynı şekilde seçimle gelmiş olsa da teröre destek veren kim varsa bunun cezasını çekmeli. Bu aylardır tartışılıyor. Biz özellikle o terör örgütüne destek veren, çukurlar kazarak o örgütü cesaretlendiren, onların sanki lojistik üstü gibi davranan, elindeki imkanları vatandaşa hizmet etmek yerine Kandil'e göndermeyi bir marifet bilen belediyelere karşı bu tedbirleri almış bulunuyoruz. Karşı grup, özellikle terör örgütünün sözcüleri de milli iradeye ve halkın iradesine asla mani olunamayacağını veya buna benzer iddialarla bu tezin yanlış olduğunu söylüyorlar. Önemli olan bu milletin huzuru, önemli olan bu milletin geleceği, istikbali. Bu yüzden de her türlü tedbiri almaktan çekinmeyiz. Elbette insanlar oy verirken iradelerini ortaya koyuyorlar. Ancak hiç kimse oyunu verirken milletvekili seçerken, başbakan, bakan seçerken dahil, 'teröre destek versin' diye seçmiyor, 'hırsızlık etsin' diye seçmiyor, 'kötülük etsin' diye seçmiyor, 'hizmet etsin' diye seçiyor."
Belediyelerin görevlerinin kanunlarla belirlendiğini anımsatan Bakan Özhaseki, belediyelerin bulundukları bölgenin suyunu akıtmak, yeşil alan kazandırmak, ulaşım sağlamak gibi milletin ihtiyaç duyduğu mahalli müşterek ne tür ihtiyaç varsa bunları çözmekle sorumlu olduğunu vurguladı.
"Siz bunu böyle anlamazsanız, gidip öz yönetim ilan ederek adeta bir bölücülüğün parçası haline gelirseniz, devletin size verdiği imkanları ve paraları Kandil'e göndermek için envaiçeşit kanundaki boşluktan yararlanarak hainlik yapmaya kalkarsanız elbetteki bir gün gelirler size bunun hesabını sorarlar" diyen Özhaseki, şöyle devam etti:
"Şimdi yapılan bu zaten, günlerce söylenen buydu. Ara ara siyasi uzantılarının sözlerine bakıp 'sanki bunlar bizim zekamızla alay ediyorlar' dediğimiz oluyor. Bundan sonra oralarda hizmet eden arkadaşlar, gerçek belediyeciliğin ne olduğunu meslekleri olmamasına rağmen gösterecekler. Ankara'dan merkezden gönderilen paraları, hizmete döndürecekler. Oraların altyapısıyla uğraşacaklar, suyuyla, yeşil alanlarıyla uğraşacaklar. Bu farkındalığı insanlar yakında görecekler. Terörün mağdur ettiği, yaktığı, yıktığı yerlerde gidip hizmet edenlerden birisiyim. Geçen hafta Kayseri'den bir heyet Şırnak'a ve ilçelerine gittiler. Silopi'yi, Cizre'yi gördüler, Şırnak'ı gördüler. Kiminde haftada bir kere bir iki saat su akıyor. Nüfusu 100 bini geçmiş ilçeler bunlar, altyapı hiç yok. Oradaki belediyeler, şimdiye kadar iş yaptığı söyleyen, seçimle geldiklerini söyleyen belediyelerin iş yapma gibi bir niyetleri de yok. Kokudan, pislikten geçilmiyor, sular akmıyor. "
Bakan Özhaseki, bu belediyelerin merkezden gelen paraları hizmet etmek yerine farklı şekillerde değerlendirdiklerine dikkati çekti.
Abartılı personel ödemeleri yapıldığına işaret eden Bakan Özhaseki, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir yandan 'hizmet satın alıyoruz' diye taşeron işçi dolduruyorlar. İşçi ücretlerini dehşet şekilde yüksek tutuyorlar, sonra da ellerinden parayı alarak Kandil'e göndermeyi marifet sayıyorlar. Bunlara göz yumacak değiliz. Patnos'ta gider ayak, seçimler öncesinde anketlere bakıyor ki eski o PKK'nın siyasi uzantısı partili arkadaş, seçimler gidiyor elden. Sendikayı çağırıyor, anlaşma yapıyor. İşçiler 6 bin 350 lira maaş alıyor. Böyle bir rezillik, kötülük olamaz. Bunlar görevin, yetkinin kötüye kullanılmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak bunlara izin vermeyiz, inşallah bundan sonra da izin vermeyeceğiz. Vatandaş açısından şunu söyleyebilirim, bu 28 bölgede vatandaş hizmetin nasıl olduğunu, belediyelerin ne iş yapacağını ve belediyelerin gerçek amacını ne olduğunu görmeye başlayacak, farkındalık yakında oluşacak inşallah."