Alo 181
Alo 181

BAKAN ÖZHASEKİ SORULARI YANITLADI

17 Haziran 2016
BAKAN ÖZHASEKİ SORULARI YANITLADI

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, TRT Haber'de yayınlanan "Anadolu Soruyor" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Bakan Mehmet Özhaseki; Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün kendi bakanlığına bağlanmasından, teröristlerin yakıp yıktığı Diyarbakır Sur’daki son duruma; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bir müteahhitlik bakanlığı olmadığına ve Başkanlık sistemine kadar bir çok konuyu değerlendirdi.

Bakan Özhaseki, İçişleri Bakanlığına bağlı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'nün Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlanması konusunda bir adım atılıp atılmayacağına ilişkin soru üzerine, "Bu konu eskiden beri tartışılırdı, prensip itibarıyla kabul edildi. Bakanlar Kurulu'nda da görüşüldü. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili ya kanun hükmünde kararname veya yasa gelecek. Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü bizim bakanlığımız bünyesinde bundan sonra faaliyetlerine devam edecek." dedi.

Genel Müdürlüğün, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlanmasının sağlayacağı faydalara işaret eden Özhaseki, "Bütün belediyelerimiz aslında idari işlemler bakımından İçişleri Bakanlığı tarafından denetleniyor. Mali işlemler bakımından Sayıştay müfettişlerince denetleniyor ama biz biliyoruz ki Türkiye'deki en büyük sıkıntılı alan, imar alanı. İmar noktasında ciddi bir denetleme olmuyor. Bu konuda uzman eleman da bulmak zor… Şikayet olduğunda bile sadece bilirkişilere gönderiliyor, bilirkişilerden de nasıl rapor gelirse, iş öyle yapılıyor. Ama mahalli idareler tarafındaki kontrolör arkadaşlar imar noktasında iyice eğitilirlerse, belediyelerde yol gösterici olarak imarda bulunacaklar ama birtakım haksızlıklar, sıkıntılar, kirli ilişkiler varsa da bakar bakmaz onu anlayacak, bir ekip oluşturmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

"BURASI MÜTEAHHİTLİK BAKANLIĞI DEĞİL"

Türkiye'de oluşabilecek en büyük kirliliğin "İmar kirliliği" olduğunu anlatan Bakan Özhaseki, parsel bazında verilen yoğunluk artışlarının, emsale uyulmadan, çevresine bakılmadan verilmiş olan şahıs bazlı planların hem adalet duygusunu zedelediğini hem de her türlü dedikoduya açık, bir kapı aralandığını belirtti.

Bakan Özhaseki, müteahhit, gayrimenkul değerleme, yatırım ortaklığı gibi alanlarda faaliyet gösteren kişilerle ileride bir toplantı yapmak istediğini belirterek, inşaat sektörünü canlandıracak birçok tedbirle ilgili düşünceleri bulunduğunu kaydetti.

Amacının asla sektörün önünü kesmek olmadığına işaret eden Özhaseki, "Ama burası da müteahhitlik bakanlığı değil. Olmayacak da bundan sonra. Her eline arsasını alıp gelen, 'Burayı özel imara alın, biraz da yoğunluk verin, bu da yükselsin, ben de gelip yapayım', asla böyle bir şey olmayacak. Bunu yapmayacağım. Bu, adalet duygusunu da zedeler. Haksızlık olsun diye değil, haksız kazanca mani olmak için yapılan bir şey." diye konuştu.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, herkesin hakkına razı olması gerektiğini vurgulayarak, "İmar planlarında ne varsa o uygulanacak. Özel imtiyazlı gruplar çıkıp da yoğunlaştırılmış şekilde binlerce konut yapıp, üzerine çok para kazanma hırsıyla çıldıramayacaklar. Birinin yaptığını gören öbürü saldırıp 'ben de almalıyım' diye uçuşamayacak. Hakkına razı olacak. Gayrimenkul, inşaat, yatırım işini hızlandırmak lazım ama haksız kazancın da kapısını kapamak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Özhaseki, bunların önleneceği bir ortamı da Belediye Yasası'nda yapacakları düzenlemelerle önlemeye çalışacaklarını kaydetti.

Yaklaşık 2 yıldır yürürlükte olan Büyükşehir Yasası hakkında bazı şikayetler olduğu yönündeki soru üzerine Özhaseki; yasanın doğru bir yasa olduğunu kaydederek şöyle devam etti:

“Eskiden büyükşehir olan yerlerde bu yasa çok iyi işliyor. Yeni büyükşehir olan yerlerde ise, gerek idarecilerimiz, gerekse vatandaş tam yasaya alışamadılar. Eskiden bağımsız bir ilçe olan belediye her türlü hizmet yaparken, ulaşım hizmetlerini kendi verirken, su hizmetlerini, kanal hizmetlerini tek bir belediyede varken, şimdi bütüncül bir anlayış içerisinde büyükşehirle birlikte hareket etmesi icap ediyor. Vazifeler ikiye ayrıldı; ana vazifeler büyükşehirde, tali vazifeler ilçelerde. Aksayan ufak tefek de olsa bazı yönler ortaya çıktı. Bunları düzeltebilmek amacıyla bir çalışma yaptık, birkaç aydır sürüyor bu çalışma, son haline getirdik.”

Kısa zamanda çalışmanın meclise geleceğini söyleyen Bakan Özhaseki; “Yasa içerisinde büyükşehir belediyelerinin ve ilçelerin finansman kaynaklarını artırıcı birtakım tedbirler, imarda birtakım yeni düzenlemeler, personelde birtakım yetkilerde yerel yönetimleri daha da güçlendiren birtakım maddeler var. Bir de, belediyelerimizin sıkıntılı olduğu, şunların da çözülmesi lazım gelir dedikleri bütün konuları ele aldık, böyle bir yasa geliyor” dedi.

TEHCİR İDDİASI KOCA BİR YALAN

Özhaseki, terör örgütünden temizlenen ilçelerde yürütülen faaliyetlere ilişkin, Sur’da mağdur olan vatandaşlara birkaç alternatif sunulacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eskiden eviniz vardı ve teröristler yıktılarsa bu evi, o evin bedelini biz devlet olarak veriyoruz. Diyarbakır Belediyesinin de onayladığı koruma amaçlı imar planına uygun olarak 'evinizi yapın' diyeceğiz. İkinci hak, çevrede yaptırdığımız 2+1, 3+1 güzel evler var. Takas edelim. Evinizin değeri belli, hasarınız belli, bu evlerden verelim. Diyarbakır'da 2 bin 657 adet konut başladı. Bir de 750 adet başlıyor. Bu senenin sonuna kadar neredeyse bin 500-2 bin adedi teslim edilecek. Hızlandırıyoruz, kolay değil. 8- 10 ay içerisinde ev yapmak kolay mı? Bu evleri bitireceğiz. Bu evler Diyarbakır'ın mahallelerinde. Üçkuyular, Çölgüzeli mevkisinde."

Bu seçenekleri kabul etmeyen vatandaşlara, kendilerine Mardin'den, Şanlıurfa'dan hatta İstanbul'dan ev verebileceklerini söylediğini hatırlatan Özhaseki, bunun, sonuç itibarıyla evin değerine göre takas olduğunu ifade etti.

Özhaseki, sağlanan tüm bu desteklere rağmen, terör örgütünün siyasi uzantılarının "Sizi tehcir edecekler" yalanlarını ortaya attığını aktardı ve şöyle konuştu:

“Terör örgütünün ve onların siyasi uzantılarının, sivil uzantılarının yalanları da hiç bitmek bilmiyor. Hala insanlarımızın kafalarında istifham oluşturmak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı bir güvensizlik oluşturup halkı galeyana getirmek amacıyla durmadan yalanlar söylüyorlar. Tabii yalan söylemek inanan bir insan için, karakterli bir insan için çok zor. Ama bütün bunları yitirmiş bir grup için yalan söylemek o kadar kolay ki, dilin kemiği yok, her şeyi söylüyorlar. Size tehcir edecekler, önce evlerinizi yıktılar  şimdi de sizin sizi ordan çıkaracaklar  vesaire vesaire vesaire, yalan yalan yalan, tüm dünyaları yalan.

Onları asıl korkutan, o halkla beraber ayağa kalkıp isyan bayrağı açmak istiyorlardı, halk bunlara yüz vermedi, dışladı, en son giden milletvekillerini de kovdu zaten. Her giden o çarşının içerisinden kovularak ayrıldı. Ama Allah’a şükür biz gidiyoruz, hepsinin elini sıkıyoruz, bize dualar ediyorlar, alkışlıyorlar, Allah rızası için geldiniz, lütfen gitmeyin diyorlar; bize de söyledikleri bu. Şimdi orada bu yalanlarına karşı da biz neler yapabileceğimizi tek tek orada ifade etmeye çalışıyoruz, yapacaklarımızı da söylüyoruz. Vatandaş da bundan son derece mutlu oluyor.

“SAĞLIKSIZ VE KİMLİKSİZ ŞEHİRLERİMİZ VAR”

Ülkemizdeki şehircilik anlayışını değerlendiren Özhaseki; üzerinde düşünülmesi gereken iki önemli nokta olduğunu belirtti.

Bakan Özhaseki; “Ülkemizde uzun süreçler neticesinde oluşan şehircilikte -ki sebeplerini, arka planda neler olduğunu, nasıl bu duruma geldiğimizi uzun uzun anlatabilecek bir müktesebatım var ama, zamanımız müsait değil. Sadece sonuçları itibarıyla söylüyorum- biraz sağlıksız şehirlerimiz var, ikincisi de kimliksiz şehirlerimiz var. Sağlıksız şehirlerden kastım, altyapısı tamamıyla bitmemiş veyahut da bitirdiyse bile üstteki yapıların birçoğunun günümüz koşullarına göre çok sağlam, dayanaklı bir yapı stoku içerisinde olmadığını söyleyebilirim. Eğer şu şiddette bir deprem olduğunda bizim en büyük şehrimizin bile bu kadar yıkılır diye bir rakam veriliyorsa, bu çok korkunç bir şeydir. O yüzden sağlıksız şehirlere sahibiz, tamamı değil ama bir kısmı böyle gözüküyor.

İkincisi de, kimliksiz şehirlere sahibiz. Bir şehrin silueti, kimliği, geriden bakıldığı zaman ortaya çıkan o manzara, o şehirde yaşayan insanların kendi aralarındaki ilişki biçimini, inanışlarını, örflerini, adetlerini, her şeyini yansıtan bir resimdir.  Şimdi bizim şehirlerimize bir bakın geriden, burada hangi kavim yaşıyor, hangi dinden insanlar yaşıyor, hangi millet yaşıyor, hangi ilişki biçimindeler diye bir soru sorun, bu soruya çok net bir cevap veremezsiniz. Bir Anadolu köyünün sade, o küçük, tek katlı, bahçeli, arada bir minaresi yükselmiş güzelim görüntüsüne bakıp bir fikir söyleyebilirsiniz, fakat şehirlerimize ne yazık ki baktığınız zaman bu kimliği ortaya koyamazsanız.” dedi

“ÇAĞ ATLATACAK İŞLER YAPACAĞIM”

Küresel krizle beraber coğrafyamızda yaşanan bazı problemlerin ülkemizdeki ekonomik gidişatla ilgili kaygı yarattığı iddialarının sorulması üzerine Bakan Mehmet Özhaseki; endişe edecek bir durumun olmadığını söyledi:  “Başta Erdoğan var, AK Parti var, giriyor seçimlere üçüncü kere, dördünce kere, beşinci kere yüzde 50’lileri alıyor, iktidarda büyük işler yapıyor Avrupa’da bundan rahatsız oluyor ve oradaki özellikle çok değişik kaynaklı Türkiye’yi hiç istemeyen grupların oluşturduğu bu anti propaganda da devam ediyor. Bütün buna rağmen Allah’a şükür biz ayaklarımızın üzerindeyiz bizde kriz yok, bizde işler iyi gidiyor, yalnız ekonomiyi canlandıracak tedbirleri de her birimizin ayrı ayrı Bakanlık olarak ortaya koyacağı bir dönemdeyiz. Olağan bir dönem değil, ben burada çok sıradan, rutin bir Bakanlık yaparak gitmek istemiyorum. Birçok tedbirleri alacağım, birçok hedefler koyacağım, kendi alanımda adeta çağ atlatacak işler yapacağım öyle gideceğim inşallah”

 

Facebook’ta Paylaş Twitter’da Paylaş Google Plus’da Paylaş Yazdır